Çocuklar
doğdukları günden itibaren bazı belirli mizaç özellikleri gösterebilirler. Bu
mizaç özellikleri ebeveyn ya da bakım verenlerin tutumları ile veya çevresinin
etkisi ile daha belirgin hale gelebilir veya zamanla azalabilir. Çekingenlik,
içe kapanıklık da zaman zaman belirli mizaç özelliklerine dayandırılabilirken
bazen de çevre ile olan etkileşimler sonucunda meydana gelebilir.
Çocuklar
özellikle yeni tanıştıkları kişilere karşı mesafeli hatta bazen tepkililerdir.
Çoğu anne ve baba için sorun gibi görünen bu durum birçok açıdan normaldir ve
çocuklar sosyal ortama girdikçe zaman içinde bu durum aşılabilir. Ancak zaman
zaman bu tepki ya da yabancı davranma durumu daha belirgindir ve çocuğun
çevresi ile olan ilişkisini olumsuz etkilemektedir. Çocuk olaylara birdenbire
atılamaz, reaksiyon gösteremez; önce etrafını gözler, çevresini tanır,
kendisini güvende hissettikten sonra ortama dahil olur. Bu durumdaki çocuk
sosyal bir yapıya sahiptir. Öte yandan aşırı sosyal, atak, girişken olduğu
söylenen çocukların bir kısmı reaksiyoner çocuklardır. Kendilerini savunmak
zorunda bırakıldıkları için empati duygularından yoksunlardır. Anne ve babalar
genellikle koşan, hakkını savunan, ağlayan, bağıran çocukların dışa dönük
olduğunu düşünürler. Ancak bir çocuğun karakterini belirlemek için hareketlilik
ya da sessizlik tek bir veri değildir hiçbir zaman. Örneğin; 4 yaşında duyarlı
bir çocuk bir misafir geldiğinde, odaya girmeden önce onları seyreder. Onlarla
hemen iletişime geçmez, daha sonraki adımda anne ve babasının yanına gelir,
kendisini güvende hissettiğinde de ortama dahil olur. Bu bir duyarlı çocuk
davranışıdır, bu durumdaki çocuklar asosyal olarak yargılanamaz.
İÇE KAPANIKLIĞIN BELİRTİLERİ
NELERDİR?
Eğer çocuğunuz dışarıdan gelen uyarıcılara
karşı çekiniyorsa, konuşurken az göz teması kuruyorsa, yeni bir şeyleri denemek
daha zor geliyorsa, yeni durum ve ortamlara alışması gerekenden daha fazla
zaman alıyorsa, yeni kişilerle iletişim kurmakta zorluk çekiyorsa ve çoğu zaman
bir şeyleri tek başına tecrübe etmeyi tercih ediyorsa içe kapanık olma
eğilimleri daha yüksektir diyebiliriz.
İÇE KAPANIKLIĞIN SEBEPLERİ NELERDİR?
Annesinden yeteri kadar ilgi ve sevgi görmeyen çocuklarda her ne kadar anne yanında olsa da kaygılı bağlama dediğimiz bir davranış bozukluğu orta çıkmış olur, bu durum çocukların içe kapanıklığına neden olmaktadır.
Hırçın ve sinirli bir anneye sahip çocuklarda
saygın bir ilişki olmamasından kaynaklı ötesinde şiddet ve baskının olması
çocukta kendini ezilmiş ve bastırılmış hissiyatını oluşturur bu durumda
çocuklar genellikle içine kapanık mizaca sahip olurlar.
Aile içinde kendisini yeteri kadar ifade
edemeyen, ruhsal iletişim kuramayan çocukların kaygı düzeyleri daha yüksektir,
bu durum beraberinde çocuklarda içine kapanıklığı getirmektedir.
ÇOCUĞUN ÇEKİNGENLİĞİNİ NASIL YENEBİLİRİZ?
Çocuğunuz çekingen davrandığında onlara
mantıklı açıklamalar yapmaya çalışarak onunla didişmek çekincelerini yenmeleri
konusunda onlar bir fayda sağlamayacaktır. Çocuğunuzun düşünce ve duyguları
üzerine rahat bir şekilde konuşabileceği bir alan tanımak oldukça önemlidir.
Düşüncelerini ifade etmesi bazen zaman alabilir bu nedenle ebeveynler sabırlı
olmalıdır.
İçine
kapanık çocuklar genellikle yaşadıkları olayların etkisinde kaldıkları için
kendilerini dış dünyadan soyutlamaya çalışırlar. O nedenle yaşadıkları durumlar
üzerine konuşmalı, duygularını ifade etmelerine izin vermelisiniz ve onları
dinledikçe kendilerini açacaklarını bilmeli, hiçbir söylediklerini
yargılamadan, kızmadan anlayışla karşılamalısınız. Çünkü bir çocuğun içine
kapanmasının temelinde dinlenmeyeceğinin ya da yargılanıp kızılacağının
çekincesi vardır.
Çocuğunuzun
ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmesi konusunda ona yardımcı olabilirsiniz.
Çocuğunuzun nelerden hoşlandığını keşfetmek aranızdaki ilişki ve güveni de
sağlamlaştıracaktır. Bu alanları keşfederken çocuğunuz sizin orada olduğunuzu
bilmeye birçok kez ihtiyaç duyabilir. Bu ihtiyaç sadece her şey yolunda
giderken değil bazen de bir şeyler ters gitmeye başladığında olabilir. Böyle
durumlarda çabasını desteklemek, neyi hedeflediğini anlamak, başarmasına yardım
ederken aynı zamanda seçenekleri fark etmesini sağlamak çocuğunuza yardımcı
olacaktır.
Çocuğunuzun duygularını anlayın ve dinleyin. Sadece olumlu duyguları
değil, olumsuz duyguları da dinlerken onunla birlikte olun. Siz çocuğunuzun
duygusunu kabul ettikçe ve anladıkça, çocuğunuz da kendi hislerini daha rahat
görebilir. Size endişelerini anlatırken onu dinlemeniz ve endişelerini küçük
şeyler olarak görmemeniz çocuğunuzun rahatlamasına yardım edecektir. İçe kapalı
çocukların duygularını onlara geri yansıttığımızda, günlük deneyimlerini
zenginleştirirken ilgilerini çeken şeyleri keşfetmeleri için daha uygun bir
ortam sağlayabiliriz.
Çocuğu
bilmediği ortamlara habersiz sokmayın. Yeni girdiği ortamlarda da konuşması,
kaynaşması için ısrar etmeyin. Kendisinin ortamı ve insanları keşfetmesine
müsaade edin.
Aile ve arkadaş çevresinde kendini anlatması için ona zaman verin. Sözünü kesmeyin ve cümlelerini tamamlamayın. Kendi cümleleriyle kendini ifade etmeye çalışan çocuk dinlendiğini hissetmelidir.
Psk.Tutku ŞENYÜZ