656af0689f200.jpg

EMDR

EMDR Terapisi Nedir?

Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) terapisi etkili bir psikoterapi yöntemidir. EMDR terapisi gözlerinizi belirli bir yöne hareket ettirerek (çift yönlü uyaran kullanarak) etkisinden kurtulamadığınız rahatsız edici olay, anı ve huzursuzlukları anlamlandırarak etkisinden çıkmanızı ve rahatlamanızı sağlamayı hedefler. EMDR'nin amacı travma veya diğer üzücü yaşam deneyimlerinden kurtulmanıza yardımcı olmaktır. EMDR terapisi, rahatsız edici konu hakkında ayrıntılı bir şekilde konuşmayı gerektirmez, rahatsız edici sorundan kaynaklanan duyguları, düşünceleri veya davranışları değiştirmeye odaklanmak yerine, beynin doğal iyileşme sürecine devam etmesini sağlar. Diğer terapi yöntemleriyle karşılaştırıldığında EMDR nispeten yenidir. EMDR'yi araştıran ilk klinik çalışma 1989 yılında yapılmıştır. EMDR'nin geliştirilmesinden bu yana yapılan klinik çalışmalar, bu tekniğin etkili olduğunu ve kişiye diğer birçok yöntemden daha hızlı yardımcı olabileceğini gösteriyor.


EMDR Terapisi Beyni Nasıl Etkiler?

Beynimizin travmatik anılardan ve olaylardan kurtulmak için doğal bir yolu vardır. Bu süreç, amigdala (stresli olaylar için alarm sinyali), hipokampus (güvenlik ve tehlikeyle ilgili anılar da dahil olmak üzere öğrenmeye yardımcı olur) ve prefrontal korteks (davranış ve duyguyu analiz eden ve kontrol eden) arasındaki iletişimi içerir. Çoğu zaman travmatik deneyimler kendiliğinden yönetilebilir ve çözülebilirken, yardım olmadan işlenemezler. Stres tepkileri, doğal savaşma, kaçma veya donma içgüdülerimizin bir parçasıdır. Rahatsız edici bir olaydan kaynaklanan sıkıntı devam ettiğinde, rahatsız edici görüntüler, düşünceler ve duygular, o ana geri dönmüş ya da "zamanda donmuş" gibi ezici bir duygu yaratabilir. EMDR terapisi, beynin bu anıları işlemesine yardımcı olur ve normal iyileşmenin devam etmesini sağlar. Deneyim hala hatırlanır, ancak orijinal olaydan kaynaklanan savaş, kaç veya donma tepkisi çözümlenir.

EMDR Terapisi Temeli Nasıl Oluşmuştur? EMDR Terapisi Hangi Modele Dayanmaktadır?
EMDR, beyninizin anıları nasıl depoladığıyla ilgili bir teori olan Uyarlanabilir Bilgi İşleme (AIP) modeline dayanır. EMDR'yi de geliştiren PhD Francine Shapiro tarafından geliştirilen bu teoriye göre beynimiz normal ve travmatik anıları farklı şekilde depolar. Normal olaylar sırasında beyniniz anıları sorunsuz bir şekilde saklar ve onları ağ üzerinden bağlar, böylece hatırladığınız diğer şeylerle de bağlantı kurarlar. Rahatsız edici veya üzücü olaylar sırasında bu ağ kurma doğru şekilde gerçekleşmez. Beyin "çevrimdışı" hale gelebilir ve deneyimlediğiniz şeyler (hissettiğiniz, duyduğunuz, gördüğünüz) ile beyninizin dil aracılığıyla hafızada sakladıkları arasında bir kopukluk oluşur. Çoğu zaman beyniniz travma anılarını sağlıklı iyileşmeye izin vermeyecek şekilde saklar. Travma beyninizin iyileşmesine izin verilmeyen bir yara gibidir. İyileşme şansı olmadığı için beyninizde tehlikenin geçtiği mesajını alamaz. Daha yeni deneyimler daha önceki travma deneyimleriyle bağlantı kurabilir ve olumsuz bir deneyimi tekrar tekrar güçlendirebilir. Bu, duyularınız ve anılarınız arasındaki bağlantıları bozar. Aynı zamanda zihninize zarar verir. Tıpkı vücudunuzun bir yaralanmadan kaynaklanan acıya karşı duyarlı olması gibi, zihninizin de travmayla ilgili bir olay sırasında gördüğünüz, duyduğunuz, kokladığınız veya hissettiğiniz şeylere karşı daha yüksek bir duyarlılığı vardır. Bu sadece hatırlayabildiğiniz olaylarda değil, bastırılmış anılarda da olur. Tıpkı elinizi yaktığı için sıcak bir sobaya dokunmamayı öğrendiğiniz gibi, zihniniz de acı verici veya üzücü olduğu için onlara erişmekten kaçınmak için anıları bastırmaya çalışır. Ancak bastırma iyi bir sonuç doğurmaz, yani "yaralanma" hâlâ olumsuz belirtilere, duygulara ve davranışlara neden olabilir.
EMDR Kimlere Uygulanabilir?
EMDR, çok çeşitli zihinsel sağlık sorunları olan insanlara yardımcı olabilir. Her yaştan ergen, genç ve yetişkin bu tedaviden faydalanabilmektedir. Bazı sağlık hizmeti sağlayıcıları da çocuklara yönelik EMDR konusunda uzmanlaşmıştır. EMDR'nin en yaygın kullanımı travma sonrası stres bozukluğunun (TSSB) tedavisine yöneliktir. Ruh sağlığı hizmeti sağlayıcıları da bunu aşağıdaki durumlarda kullanır: 
Çocukluk Travmaları: Çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimlerle başa çıkılamadığı durumlarda EMDR uygulanır.
Stresle Başa Çıkma: İş, ilişkiler veya yaşam değişiklikleri nedeniyle yaşanan stresle başa çıkmak isteyeler için EMDR uygulanabilir.
Anksiyete bozuklukları: Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Panik Bozukluk, Fobiler ve Sosyal kaygı/fobi.
Depresyon: Depresyon belirtileri gösteren bireylerde özellikle travmatik olaylarla ilişkilendirilmişse EMDR uygulanır bunun yanında Majör depresif bozukluk ve Kalıcı Depresif Bozukluklarında EMDR kullanılabilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluklar: Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), Vücut Dismorfik Bozukluğu ve İstifleme Bozukluğu.
Travma: Akut Stres bozukluğu, TSSB ve Uyum Bozukluğu
Yeme Bozuklukları: Anoreksiya Nervoza, Bulimia Nervoza ve Aşırı Yeme Bozukluğu.
Performans kaygısı, kronik ağrılar, yas, cinsel ve fiziksel taciz, migren gibi sorunların çözümünde de EMDR uygulanabilir.
 
EMDR'nin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Her terapi yönteminde olduğu gibi, EMDR'nin avantajları ve dezavantajları bireyden bireye değişebilir. Terapi seçiminde, bireyin ihtiyaçları ve terapist veya danışman ile iyi bir uyum önemlidir.
EMDR’nin Avantajlar:
1. Etkili olabilir: EMDR, birçok bireyde travma sonrası stres bozukluğu ve diğer psikolojik zorlukların tedavisinde etkili olduğu gözlemlenmiştir. Araştırmalar; EMDR’de anılar üzerinde çalışılıyor üzerinde çalışılan anılar nötrlendiği ve bilgi işleme sistemine bu şekilde kaydedildiği için anı unutulmasada gelecekte kişinin günlük hayatını olumsuz etkilemeyeceğini gösteriyor. 
2. Hızlı sonuçlar: Diğer geleneksel terapi yöntemlerine kıyasla, EMDR'nin daha hızlı sonuçlar sağlayabildiğine dair araştırmalar bulunmaktadır.
3. Uygunluk: Konuşma terapisine direnç gösteren veya duygusal konuları ifade etmekte zorlanan kişiler için uygun bir alternatif olabilir.
4. Daha az ödev gerektirir: Diğer terapi yöntemlerinde genellikle oturumlarınız dışında günlük tutmayı veya diğer türdeki ödevleri içerir. EMDR genellikle yalnızca bir sonraki seansınızda gündeme getirmek istediğiniz düşünce veya fikirleri (bu düşünceler gerçekleşirse ve ne zaman gerçekleşirse) yazmayı içerir
5. Genellikle daha az streslidir: EMDR travmanızı işlemeye ve aşmaya odaklanır. Diğer yöntemler, olumsuz olayları tanımlamanızı ve hatta seans ortamında yeniden yaşamanızı içerebilir.

EMDR’nin Dezavantajları:
1.Herkes için uygun olmayabilir: EMDR, herkes için uygun olmayabilir ve bazı bireyler için diğer terapi yöntemleri daha etkili olabilir.
2.Yeterli eğitim gerektirir: EMDR terapisi, uygulayıcılar için özel eğitim gerektirir. Yeterli eğitim almayan terapistlerin etkili olmayabileceği düşünülmektedir.
3.Belirli durumlar için sınırlı kanıt: Bazı eleştirmenler, EMDR'nin etkinliği konusundaki kanıtların belirli durumlarla sınırlı olduğunu savunmuşlardır.

EMDR’nin Riskleri veya Komplikasyonları Nelerdir?
EMDR'nin riskleri oldukça düşüktür. En yaygın olumsuz etkiler seanslar arasındaki olumsuz düşünce veya duygulardır. Sağlık uzmanınız bunlardan ne bekleyeceğinizi ve bunlara nasıl tepki verebileceğinizi anlamanıza yardımcı olabilir.

"Sizinle işbirliği yapmaktan ve duygusal sağlığınızı desteklemekten mutluluk duyacağız."

Bize Ulaşın
hipath-psikoloji-merkezi
hipath-psikoloji-merkezi